ARKADAŞLIK
Öykü,
küçük bir kulübede yaşıyordu. Babası ve annesi yakın bir zamanda
taşınacaklarını söyledi. Birkaç gün sonra da taşındılar. Evlerine yerleştiler.
Annesi, komşularıyla Öykü’nün tanışmasını istiyordu ama Öykü utanıyordu. Zorla
da olsa tanıştı. Komşu arkadaşları onu çağırınca o saklanıyordu. Günlerden bir
gün Öykü okula yazdırılmıştı. Okula gitme vakti gelmişti. Hazırlandı ve okula
gitti.
Okulda
girdiği ilk dersin sonunda zil çaldı. Teneffüse çıktılar. Öykü, paylaşımcı,
dürüst, çalışkan bir öğrenciydi. Öykü’nün sınıfından birisi, Öykü’nün bu
özelliğini bildiğinden onunla arkadaş olmak istediğini söyledi. Öykü ilk başta
utanmıştı. Sonra onun da kendi gibi olduğunu anlayınca onunla arkadaş olmayı
kabul etti.
Birlikte
merdivenlerden çıkarlarken 8. sınıftan bir abi Öykü’yü kaktırdı.
Öykü, dengesini kaybederek yere düştü, neredeyse merdivenlerden
yuvarlanacaktı. Sınıf arkadaşı hızlı davranarak Öykü’yü tutarak onun yuvarlanmasını
önledi. Ders zili çalmıştı. Derse
girdiler.
Öykü,
çok başarılı bir öğrenciydi. Soruları doğru bilip arkadaşlarına yardım
etti. Öykü, arkadaşlığın nasıl bir şey
olduğunu öğrenmişti. Bunun için başka öğrencilerle de arkadaş olmak istiyordu.
Teneffüs zili çalmıştı. Teneffüse çıktılar. Öykü teneffüste aldığı yiyecekleri
sınıftaki diğer öğrencilerle paylaştı. Herkes Öykü’yle arkadaş olmak istiyordu.
8. sınıftaki abi bile…
Öykü, birkaç ay içinde birçok arkadaş
edinmişti. Arkadaşları gibi okulunu ve
öğretmenini de seviyordu. Oturduğu mahalledeki çocuklara da alışmıştı Öykü.
Komşu arkadaşlarıyla çeşitli oyunlar oynuyordu.
Okula
başlayıncaya kadar hiç arkadaşı olmayan Öykü, arkadaşlığın ne kadar önemli ve
eğlenceli olduğunu öğrenmiş oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder